22 Ocak 2011 Cumartesi

Ölü Mankenler

Anatomi dersi gören bir öğrenci olduğumdan insan vücudunun düşündüğümden çok daha harika bir yapıya ve aynı şekilde bir karmaşaya sahip olduğunu yeni farkediyorum. Ortaokul ve lisede az çok vücudun hücreleridir,organlardır, sistemlerdir insan vücuduyla ilgili bir takım şeyler öğreniyorsun ve bazı şeyler dışında birçok detayı zamanla unutuyorsun en azından benim için öyle. Ancak şimdi üniversitede pek böyle bir lüksüm yok zira öğrendiğim şeyler benim bir sonraki sınavda fazladan bir iki soru yapmamı sağlamayacak çünkü artık mesleki bir ders benim için.

Anatomi dersinde Sobotta adında bir anatomi atlası kullanıyoruz bir de  Netter adında bir atlas var ama onu genelde tıp öğrencileri kullanıyor. Bu atlaslardaki çizimlerin gerçekten harika olduğunu söyleyebilirim kemik, kas , sistemler vs. her şey en ince ayrıntısına kadar harika çizilmiş ama malesef bu atlaslar merak edilip de dur bi alıyım denebilecek bir fiyata satılmıyorlar zira ben sobottalarımı ( 2 taneler ) 250 liraya aldım. İkinci ellerini bulanlar daha ucuza aldılar tabi ama ben bulamadığım için bu fiyatı ödemek zorunda kaldım.





Anatomi dersleri son hız devam ederken bilgiler de az çok artarken arkadaşlarla Karaköy'deki Body Worlds sergisine gitme zamanının geldiğine karar verdik e tabii bunda anatomi bilgimizden çok serginin kapanışının yaklaşması da etkiliydi ama neyse. 






Body Worlds kısaca insan vücudunun plastinasyon adında eşsiz bir teknikle korunarak fizyolojik , anatomik ve sağlık açısından insanları bilgilendirme amacıyla yapılan bir sergidir.Ve emin olun gerçekten inanılmaz bir sergi.


Kapıdan girdiğiniz ilk anda gerçek bir ceninin doğuma kadar geçen sürede geçirdiği değişimleri ay ay görebiliyorsunuz. Devam ettikçe cam vitrinler içinde mankenlerimizi yani gerçek insanları inceleme şansına sahip oluyorsunuz. Tabii yassı cam vitrinler içinde gördüğümüz kemikleri ve çeşitli vücut kesitlerini unutmayalım.   


Gördüğümüz insan bedenleri tek bir pozisyonda değil farklı farklı bir sürü pozisyonda duruyorlar. Bunlar içinde atletizm yapan , basketbol oynayan , satranç oynayan , ata binen , bale yapan vs. birçok farklı pozisyon görmek mümkün ve her pozisyonda kullanılan kasların isimleri vitrinlerin yanındaki tablolarda yazılmış yani o an neyi incelediğinizi veya merak ettiğiniz kasın ismini öğrenebiliyorsunuz. 


Sergide ilerledikçe bir önceki modelde yaşadığınız şaşkınlığın iki katını bir sonraki modelde yaşıyorsunuz ve bu katlanarak ilerliyor çünkü gerçekten hiç ummadığınız şeylerle karşılaşıyorsunuz. 
Örneğin ben ata binen modellerde çok şaşırmıştım nedeni modeller değil nedeni attı! Çünkü aynı teknikle bir atı da korumuşlar üç tane modeli de atın üzerine oturmuşlar. Serginin sonunda bu serginin nasıl oluştuğunu anlatan kısa bir videoda bu ata binen insan figürünün oluşmasının 3 yıl sürdüğü anlatılıyordu ama gerçekten muhteşem bir şey. 




Sergide spesifik olarak organlar da bulunuyor. Özellikle bu akciğer modelleri insana cidden sigarayı bıraktırabilir. Zaten serginin sonunda da bu düşünceyi paylaşanlar için bir sigarayı bırakma kutusu var içine sigara paketinizi atıyorsunuz.






Sergi bu kadar muhteşemken verilen ücret de haliyle biraz yüksek oluyor.
Giriş için Tam: 26.50TL  Çocuk 20.50TL   Öğrenci 22.50TL 65 Yaş Üstü : 22.5TL
Grup fiyatları ise daha farklı.

Açıkcası herkesin gidip görmesi gereken bir sergi Body Worlds ve geçen ay süresinin bitmesine rağmen yoğun istek üzerine uzatılmış bu şansın değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

20 Ocak 2011 Perşembe

Kırmızı Başlıklı Gulliver



Peri masallarını sinemaya uyarlamak harika bir iş bence ve bunu yaparken gerçek dünyayla bağlantı kurmak ayrı bir güzel oluyor. Bugün bunun en güzel örneklerinden olduğunu düşündüğüm bir filme gittim, Gulliver'in Gezileri. Hem masalın temeline sağdık kalınmış hem de 3D özelliği gerçekten güzel yansıtılmış ve bizim dünyamıza uyarlaması da başarılı olmuş.Film hiç sıkılmadan izleyeceğiniz çok eğlenceli bir film ve özellikle Gulliver'in bizim dünyamızdaki olayları ve markaları kendi ismine uyarlamasına da dikkat edin. Çok komik şeyler var.Fragmanını buradan izleyebilirsiniz.





Bu güzel uyarlamayı da izledikten sonra eve geldim ve internette Kırmızı Başlıklı Kız 'ın fragmanına rastladım. Bildiğimi küçük tatlı kırmızı başlıklı kız hikayesini bu kez bir gerilim filmi olarak uyarlamışlar ve açıkcası fragmandan izlediğim kadarıyla çok da güzel olmuş. Fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

18 Ocak 2011 Salı

What's Up Karl ?

Ben kendimi bildim bileli komünizm , liberalizm , şusizm busizm gibi toplumlarda devrim yaratan görüşler hakkında çok bilgi sahibi olmadım.Bilgiden kastım nasıl ortaya çıkmıştır, neden çıkmıştır, ne amaçlar tarzında görüşün temelini yansıtan şeyleri bilmem.Hani az çok komünizm nedir , Karl Marx kimdir bilirim ama o kadar yani ama içimde hep bu tarz görüşler hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak istemişimdir.




Geçen gün D&R da gezerken de bu merakım ağır bastı ve
 Komünist Manifesto kitabını aldım.

Bu kitabın en güzel özelliği evrensel bir belge olan Komünist Manifesto'yu karikatürlerle anlatması. Oluşturulan tiplemeler ve bu tiplemelerin tarihsel akış içerisinde geçirdiği değişmeler çok güzel çizilmiş ve kişiyi anlattığı ciddi şeylere rağmen hiç sıkmıyor. Merak edenlerin kolay okuyacağı ve kafalarındaki sorulara cevapları sıkılmadan bulabileceği bir kitap.

17 Ocak 2011 Pazartesi

1000th!

Bir gazete bayiine gittiğinizde görüceğiniz standart 3 mizah dergisi vardır. Bunlar Leman , Penguen ve benim favorim olan Uykusuzdur. Uykusuz içlerinde en genç olanı daha 176.sayılarındalar. Penguen ondan biraz daha büyük ortanca dergi , Lemansa bu ay 1000.sayısını yayınlayan büyük abi.
Aslında Leman çok okuduğum bir dergi değil arada sırada denk gelirsem aldığım bir dergi. Ama yaşından dolayı içimde ona bir hürmet var açıkcası. Bu ayki 1000.sayılarını da almayı ihmal etmedim zira 52 sayfa ve birçok karikatüristin doldurduğu yüzlerce onlarca karikatürle dolu. Konuk çizerlerin bulunduğu bu 1000.sayıda Cem Yılmaz ve Ersin Karabulut gördüğümde beni sevindiren isimler. 

16 Ocak 2011 Pazar

More and More Love

David Guetta ' nın yeni albümü One More Love ' ın çıktığını öğrendim. David Guetta yaptığı müziklerle olsun bu müzikleri paylaştığı insanlarla olsun harika biri bence. One Love  adlı ilk albümde Akon , Kelly Rowland , Nelly ve daha bir sürü ünlü isimle yaptığı çalışmalar çok iyiydi.















Bu ikinci albümde iki CD var. İlk CD, One Love albümünü, ikinci kısmı ise yeni şarkılar olan More kısmını oluşturuyor. 
Rihanna , Madonna , Fergie ikinci albümde bulunan isimlerden.
Ayrıca ikinci kısımda ilk kısımdaki şarkıların farklı remixleri de var.










They Are Walking and They Are Dead!

2-3 ay önce yeni bir dizi keşfetmiştim ve bu dizinin Ocak'ta CNBC-E'de diye reklamını görünce haklı bir gurur yaşamadım değil. Zira dizi gerçekten çok güzel kurgusu şu an için basit bir bilimkurgu ama diziye gösterilen özen kendine bağlayıcı olabiliyor ve daha sonradan dizinin aslında bir çizgi roman uyarlaması olduğunu öğrendim ayrıca  mutlu oldum.Evet bu kadar övdüğüm dizinin adı   ''The Walking Dead ''.



Evet yukarıdaki çizgiroman kapağı ve konsept anlayacağınız üzere zombiler ve zombilerin dünyayı ele geçirişi. 

Dizi iki polis memurunun bir suçluyu kovalamasıyla başlıyor ve memurlardan biri yaralanıp bayılıyor ki o bizim ana karakterimiz. Hastane odasında gözlerini açmasıyla kendini zombilerle çevrili bir dünyada bulan bu polis memuru eşini ve çocuğunu aramaya başlıyor. 


Diziye özen gösterilmiş dememin sebebi aslında zombiler. Zira hiçbir zombi dizide birbirine benzemiyor ve hepsi ciddi manada ürkütücü diyebiliriz. Dizideki zombilerin bir özelliği eğer kafalarından vurmazsan zombileri öldüremiyorsun.Biraz ironik oldu ama evet zombileri öldürebiliyosun.



Dizi ortalama 45-50 dk sürüyor ve 1.sezonunda 6 bölüm var. 6 bölüm için yeni diziye mi başlanır demeyin dizi gerçekten izlemeye değer. Özellikle Will Smith'in  I am Legend  filmini beğenenler bu diziye bayılabilirler.
Unutmadan dizinin çizgiromanı da Türkçe'ye çevrilmiş halde satılıyor. Dizinin tadı damağında kalanlar alıp okuyabilirler.




15 Ocak 2011 Cumartesi

Big Elephants Are So Big!

Bugün Habertürk gazetesini okurken bir haber dikkatimi çekti.


'' MAMUTLAR CANLANIYOR '' başlığı altında okuduğum habere göre Japon bilimadamları , gelişen klonalama teknikleri sayesinde 4 yıl gibi bir gelecekte mamutları yeniden canlandıracaklarını açıklamışlar. 2008 yılında Gelişim Biyolojisi Riken Merkezi'nde Dr. Teuhiko Wakayama öncülüğünde 16 yıllık donmuş bir fareden alınan hücreyle yeni bir fare klonlamasının ardından Kyoto Üniversitesi'nden Prof.Akina İritani , İngiliz The Daily Telegraph'a verdiği demeçte mamut doku örneği bulabilmek için bu yaz Sibirya'ya  gideceğini açıklamış.
Açıkcası bu haber beni heyecanlandırıyor , zira eski zamanların bu dev yaratıkları benim için hep çok ilgi çekici olmuştur. Çocukken polis , itfaiyeci , hemşire falan olmak isteyen çocuklar arasında sırf dinozorlara olan hayranlığım yüzünden Paleontolog ( fosil bilimcisi)  olmak istediğimi bilirim.Enteresan bir heves tabii.






Aynı haberin altında gene bu ilgi alanıma hitap eden başka bir haber daha vardı. O da '' T-rex'in 120 santimlik atası ''  haberiydi.
Bu haberde de Tyrannosaurus rex(T-rex) isimli Jurassic Park filmlerinin başrol oyuncusu dinozorun atası sayılan yeni bir dinozorun keşfedilmesinden bahsedilmiş.  Bu dinozor Arjantin'de keşfedilmiş ve dinozora Eodromaeus verilmiş ve anlamı 'şafak koşucusu'ymuş. 




Hayallerim gerçek olsaydı belki de bu dinozoru ben bulucaktım ve belki de adını Tanosorus koyucaktım neyse bu da güzel.


Bu arada ek bir bilgi paylaşıyım ; 'dinozor' sözcüğü Yunanca "deinos" (korkunç) ve "saurus" (kertenkele) anlamına gelen iki sözcüğün bileşiminden oluşmuş. Bu muhteşem yaratıklarla ilgili bilgilere başka bir yazımda devam edicem. Şimdilik bu kadar.